Wednesday, December 31, 2008

Mavilla'nın Dengesizlik Alanları

21 Kasım-17 Aralık 2008 tarihleri arasında Marco Mavilla'nın Dengesizlik Alanları başlıklı resim sergisinin organizasyonunu Bilkent Üniversitesi Kütüphane Sanat Galerisi'nde gerçekleştirdik.

Marco Mavilla'nın özyaşam öyküsüne baktığımız zaman;
"1941 de Floransa’da doğdu. Ressam heykeltıraş ve yazar. Eserleri Italya Avrupa ve A.B.D’de önemli kamu ve özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. Kitaplarından bazıları Floransa Merkez Milli Kütüphanesi, Luxemburg Milli Kütüphanesi, Yeni İskenderiye Kütüphanesi nde ve İsviçre Castagnola Schlesinger’inde bulunmaktadır"

Kısa özgeçmiş bilgisinden sonra, Mavilla'nın resimleri hakkında gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum;

Bach’ın Brandenburg Concerto No.1 F Major BWW 1046 eşliğinde, Mavilla'nın gerçeküstü yaklaşımlarıyla; mekanlara, insan ruhuna ve bedenine farklı anlamlar yüklediğini hissettim. Sonra sahip olduğumuz yeteneklerimizi ve kabiliyetlerimizi tek bir çatı altında toplayıp, sentezler sunabilmek, bizlere farklı derinlikler kazandırabileceğini derinden algıladım. Gözlemlediğim kadarıyla, Mavilla da hem yazarlık hem de heykeltraşlık yönünü sentezleyerek, bizleri resimlerinde şiirsel bir yolculuğa çıkarmıştır.

Kolaj tekniği ile yakından ilgilendiğim için Mavilla'nın resimlerini teknik açıdan da inceledim; Genelde kullandığı malzemeler; Kireç üzerine akrilik, tuval üzerine bakır ve altın varak, tuval üzerine yağlıboya, mermer tozu, kireç üzerine yağlıboya, tuval üzerine altın varak, kireç üzerine akrilik ve balya tuval üzerine bakır kullanıyor.

Sonuç olarak, sergi organizasyonunun bir parçası olmak, sergi akış planını adım adım yaşamak, eleştirsel boyutu hissetmek, yorumlamak ve anlamlı sohbetler içerisinde varolmak beni huzurlu kıldı.

Friday, December 26, 2008

Cihat Aral'dan Yaşamın Yansımaları



22 Aralık 2008-14 Ocak 2009 tarihleri arasında, Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi Sanat Galerisi'nde Sayın Cihat Aral'ın resim sergisini ziyaret edebilir, "çöp insanları", "savaşın yıkımlarını","bayraklarını bırakıp gittiler" ve "dayanışma" temalı resimleri keşfe çıkabilirsiniz. Serginin kendine ait, sihirli bir kompozisyon yapısı var; Ahenkli bir denge içerisinde, her bir resim kendine özgü kimliği ile, ışığı ve gölgelendirmeleriyle bizlere farklı bakış açılarını ve ruh hallerini sunuyor.


"1943 doğan Cihat Aral, 1964–1969 yıllarında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim bölümünde eğitim gördü. İlk kişisel sergisini, 1970 yılında Taksim Sanat Galerisi`nde açtı. Sanat alanında ihtisas yapmak üzere devlet burslusu olarak Fransa`ya gönderildi. 1974`te İDGSA Resim bölümüne öğretim görevlisi olarak atandı. 1979`da Görsel Sanatçılar Derneği Başkanlığı`na seçildi. 1999`da profesör oldu. 2003–2004 yıllarında MSÜ İstanbul Resim Heykel Müzesi Müdürlüğü yaptı. İstanbul, Paris, Ankara, İzmir, Kopenhag`ta 21 kişisel sergi gerçekleştiren Aral, birçok karma sergiye katıldı."

Sergi organizasyonumuz sayesinde Sayın Cihat Aral ile tanıştığım için huzurluyum.

Saturday, December 20, 2008

Denizin Üstünde Uçuşan Perilerin Işıltıları Eşliğinde Kaş

Gökyüzü ile denizin birbirini keşfettiği, denizin üstünde uçuşan perilerin ışıltıları eşliğinde, liman kasabası, Likya’nın önemli kentlerinden olan, Kaş'a çocukluğumdan itibaren toplam üç kere gitmişim; Birincisi ailecek gittiğimiz dönem, ikincisi, uzaklarda olan çok sevdiğim bir arkadaşımla ve üçüncüsü de dostlarımla... Her birinin kendine ait sihirli anları ve mesajları var. Özellikle bu şekilde bir giriş yapmak istedim çünkü o şiirsel mekanda birlikte olduğum insanlar benim için çok değerliydi. Umarım ilerde tekrar gitme şansımız olur... Şimdi başlayalım denizin üstünde uçuşan perilerin eşliğinde Kaş'ı anlatmaya...

Antalya’dan Fethiye’ye uzanan sahil şeridinde yer alan Kaş’ın hallerini dile getirirken, yasemin kokan sokaklarını ve acıbadem likörünün sihirli tadı ile söze başlayıp, anları sonsuzlaştırmak istiyorum. Kaş’ı keşfetmek için, mümkün olduğu kadar pansiyondan uzak yaşamalısınız, onun için sadece sabah kahvaltısı sunan bir pansiyonda kaldığınızı; Gece uyurken dalga sesleriyle uyuduğunuzu, sabah uyandığınızda da, yatağınızdan denizi göz ucuyla hissettiğinizi düşünün….

Kaş’ın iki farklı yüzü ile tanışmak için berrak ve turkuaz renginin keşfedilmeyi bekleyen derinliklerinde dalışa gitmeyi, Kekova’nın tarih ve doğa güzellikleriyle süslü eşsiz koylarında deniz kanosunun keyfine varmayı, antik kentler arasında yürüyüşlere katılmayı mutlaka yaşamalısınız.. Ayrıca yamaç paraşütünün keyfine varıp, rüzgarın dansını bütün vücudunuzda, ruhunuzda hissetmelisiniz. Şehir temposundan ışık hızı uzaklaşıp, yer ile gökyüzünün çılgınca birleştiği yerde sonsuza kadar yaşamak umuduyla…

Not: Kaş'ta pizzacıda yediğimiz lazanya'nın tadını hiç unutmak istemem. Biliyorum Kaş'a gitmişken balık, kalamar yerine lazanya mı yenir diyebilirsiniz ama mutlaka o yeri bulup denemelisiniz. O güzel mekanı keşfettiğimiz için mutluyum.