Saturday, May 29, 2010

Zülfükar Sayın resim sergisi



Zülfükar Sayın
Sinağrit Karacadağ Mızıkasında Tual üzerine Akrilik 120x80cm 2010

Yaşamda herşeyden az çok etkilenmiyor muyuz? Etkilendiğimiz anlar üzerine ufak tefek yazıp çizmiyor muyuz? İşte o anlardan birinde olmak ve hissetmek mükemmel bir duyguydu...İnsanın kendine ait kimlik yaratabilmesi, yaşamı hissettikleriyle tekrar yorumlayıp, yazılarına, çizgilerine-desenlerine aktarması mükemmel bir duygu...

Diyarbakır doğumlu Zülfükar Sayın, "çocukluğunun geçtiği iki nehir arasındaki coğrafyanın mitlerini, söylencelerini, gizlerini birbirine biad etmeyen çizgi ve renkler aracılığıyla resimlerine taşıyor." Bu keyifli sentezlemeyi yaparken, doğu-batı hikayelerini başucunda saklıyor, yorumluyor...

29 Mayıs cumartesi günü Zülfükar Sayın'ın Sinağrit Karacadağ Mızıkasında isimli resminin nasıl ortaya çıktığını bizimle paylaştı: Sait Faik Abasıyanık'ın Sinağrit Baba isimli hikayesini okuduğu zaman çok etkilenmiş ve başlangıç olarak bu öyküden şiirsel bir tonda esinlenerek "Sinağrit Karacadağ Mızıkasında" isimli resmini kendi bakış açısıyla doğu-batı sentezlemesi yaparak hikayeleştirmiş ve tuvaline yansıtmıştır. Hikayeyi merak ederseniz: http://www.bydigi.net/hikayeler-denemeler/52959-sinagrit-baba-sait-faik-abasiyanik-ozet.html okuyabilirsiniz.

Zülfükar Sayın'ın resmi sayesinde, Sinağrit Baba hikayesini öğrendikten sonra Karaca Dağ'ı öğrenme şansım oldu. İnternette konu ile ilgili araştırma yapınca, bakın karşıma ne çıkıverdi:

"Güney Doğu Anadolu Bölge'sinin bu en yüksek dağı sönmüş volkanik bir dağ olmasının yanında Türkiye'nin en geniş alana yayılmış volkanik dağıdır. Şanlıurfa,Diyarbakır,Mardin arasında olan ve her iki ilin sınırları içine yayılan lavları ve oluşan kendine has taşları ile çok farklı bir görünümü var.

Doğu-batı hikayelerini, efsaneleri, söylencileri dile getirirken, canlı renkler; kırmızılar, sarılar, eflatunlar, yeşiller, sarılar kullanıyor ve her birinin kendine özgü esprili bir tonlaması ve geçişi var... Zülfükar Sayın'ın hayata dair duruşu enerjisi resimlerine yansıyor.

Bence sergi gezerken en değerlisi, resmi ilk gördüğünüzde size neler hissettirdiği... sonra da bir şekilde eser hakkında bilgi sahibi olabilmek farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Resmin sihirli anlarıyla ilgili gelişimi & oluşumunu dinlemek benim farklı boyutlarda düşünmemi sağladı...bazen bir şiiri kendinizce çok seversiniz ama onun niçin ve nasıl yazıldığı bilmezsiniz ama sizin için farklı anlam taşır....sizi derinleştirir. İşte hep bilinen ve bilinmeyen tarafların bizi nasıl cezbettiği anlar...

27 Mayıs-22 Haziran 2010
Grup Sanat Galerisi
Ankara

No comments: